top of page

'Always' ile ilgili Cümleler


'Always' ile ilgili cümleler. 'Always' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.


"Always," İngilizcede "her zaman, hep, daima, sürekli" anlamına gelen bir zarftır. Bir eylemin sürekli ya da düzenli olarak tekrarlandığını belirtmek için kullanılır.



Örnek Cümleler


I always wake up early.

Her zaman erken uyanırım.


She always smiles when she sees me.

Beni gördüğünde her zaman gülümser.


He always helps his friends.

Arkadaşlarına her zaman yardım eder.


We always go to the park on Sundays.

Pazar günleri her zaman parka gideriz.


They always study before exams.

Sınavlardan önce her zaman çalışırlar.


My mother always cooks delicious meals.

Annem her zaman lezzetli yemekler yapar.


He always brings flowers to his wife.

Eşine her zaman çiçek getirir.


She always wears her favorite necklace.

Her zaman en sevdiği kolyeyi takar.


The sun always rises in the east.

Güneş her zaman doğudan doğar.


I always listen to music while working.

Çalışırken her zaman müzik dinlerim.


He always forgets his keys.

Anahtarlarını her zaman unutur.


She always tells the truth.

Her zaman doğruyu söyler.


They always laugh at his jokes.

Onun şakalarına her zaman gülerler.


He always wears a suit to work.

İşe her zaman takım elbise giyer.


My dog always waits by the door for me.

Köpeğim her zaman kapıda beni bekler.


She always brings her own lunch.

Her zaman kendi öğle yemeğini getirir.


I always feel happy when I see you.

Seni gördüğümde her zaman mutlu olurum.


We always go skiing in winter.

Kışın her zaman kayak yapmaya gideriz.


He always tries his best.

Her zaman elinden gelenin en iyisini yapar.


They always arrive on time.

Her zaman zamanında gelirler.


She always drinks tea in the afternoon.

Öğleden sonra her zaman çay içer.


I always enjoy spending time with my family.

Ailemle vakit geçirmekten her zaman keyif alırım.


We always have dinner together.

Her zaman birlikte akşam yemeği yeriz.


He always listens carefully.

Her zaman dikkatle dinler.


She always keeps her promises.

Her zaman sözünü tutar.


They always support each other.

Her zaman birbirlerini desteklerler.


He always checks his work twice.

İşini her zaman iki kez kontrol eder.


She always brings a book with her.

Her zaman yanında bir kitap getirir.


I always learn something new from him.

Ondan her zaman yeni bir şey öğrenirim.


They always play football on Saturdays.

Cumartesi günleri her zaman futbol oynarlar.


We always clean the house on weekends.

Hafta sonları her zaman evi temizleriz.


He always writes in his journal before bed.

Yatmadan önce her zaman günlüğüne yazar.


She always takes a walk after dinner.

Akşam yemeğinden sonra her zaman yürüyüş yapar.


I always set my alarm before sleeping.

Uyumadan önce her zaman alarmımı kurarım.


They always have a plan for the weekend.

Hafta sonu için her zaman bir planları vardır.


He always watches the news at night.

Gece her zaman haberleri izler.


I always write down important dates.

Önemli tarihleri her zaman not alırım.


She always has a positive attitude.

Her zaman olumlu bir tavrı vardır.


I always carry an umbrella in case it rains.

Yağmur yağma ihtimaline karşı her zaman bir şemsiye taşırım.


My teacher always encourages us to do our best.

Öğretmenim her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmamız için bizi teşvik eder.


I always take a nap in the afternoon.

Öğleden sonra her zaman kısa bir uyku çekerim.


She always leaves a note when she goes out.

Dışarı çıktığında her zaman bir not bırakır.


My sister always practices the piano in the evening.

Kız kardeşim akşamları her zaman piyano çalar.


They always enjoy watching movies together.

Birlikte film izlemekten her zaman keyif alırlar.


We always celebrate birthdays with a cake.

Doğum günlerini her zaman bir pasta ile kutlarız.


We always have a family gathering on holidays.

Tatillerde her zaman bir aile buluşmamız olur.


He always checks the weather before leaving.

Dışarı çıkmadan önce her zaman hava durumunu kontrol eder.


I always check my emails first thing in the morning.

Sabah ilk iş olarak her zaman e-postalarımı kontrol ederim.


My father always reads the newspaper in the morning.

Babam sabahları her zaman gazete okur.


We always visit our grandparents in the summer.

Yazın her zaman büyükannemizi ve büyükbabamızı ziyaret ederiz.

bottom of page