Bad at ile ilgili Cümleler

Bad at ile ilgili cümleler. Bad at ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.

"Bad at" ifadesi, İngilizce'de bir konuda veya beceride iyi olmadığını, yani o konuda yetersiz veya başarısız olduğunu ifade etmek için kullanılır. Türkçede genellikle "bir şeyde kötü olmak" ya da "bir konuda beceriksiz olmak" anlamına gelir. Bu ifade, belirli bir eylemde veya beceride zayıflık gösteren kişileri tanımlamak için yaygın olarak kullanılır.

Örnek Cümleler

I’m bad at cooking.

Yemek yapmada kötüyüm.

She’s bad at math.

Matematikte kötü.

They’re bad at remembering names.

İsimleri hatırlamada kötüler.

He’s bad at giving directions.

Tarif vermede kötü.

We’re bad at time management.

Zaman yönetiminde kötüyüz.

I’m bad at sports.

Sporlarda kötüyüm.

She’s bad at singing.

Şarkı söylemede kötü.

They’re bad at public speaking.

Topluluk önünde konuşmada kötüler.

He’s bad at drawing.

Çizim yapmada kötü.

We’re bad at keeping secrets.

Sır tutmada kötüyüz.

I’m bad at dancing.

Dans etmede kötüyüm.

She’s bad at fixing things.

Tamirat işlerinde kötü.

They’re bad at writing essays.

Kompozisyon yazmada kötüler.

He’s bad at cooking Italian food.

İtalyan yemeği yapmada kötü.

We’re bad at organizing events.

Etkinlik düzenlemede kötüyüz.

I’m bad at remembering birthdays.

Doğum günlerini hatırlamada kötüyüm.

She’s bad at driving.

Araba kullanmada kötü.

They’re bad at spelling.

Yazımda kötüler.

He’s bad at managing his finances.

Mali durumunu yönetmede kötü.

We’re bad at making decisions.

Karar vermede kötüyüz.

I’m bad at understanding jokes.

Şakaları anlamada kötüyüm.

She’s bad at swimming.

Yüzmede kötü.

They’re bad at solving puzzles.

Bulmaca çözmede kötüler.

He’s bad at meeting deadlines.

Son teslim tarihlerine uymada kötü.

We’re bad at drawing maps.

Harita çizmede kötüyüz.

I’m bad at taking criticism.

Eleştiriyi kabullenmede kötüyüm.

She’s bad at planning trips.

Gezi planlamada kötü.

They’re bad at playing guitar.

Gitar çalmada kötüler.

He’s bad at speaking French.

Fransızca konuşmada kötü.

We’re bad at budgeting.

Bütçe yapmada kötüyüz.

I’m bad at handling stress.

Stresle başa çıkmada kötüyüm.

She’s bad at solving math problems.

Matematik problemlerini çözmede kötü.

They’re bad at staying organized.

Organize olmada kötüler.

He’s bad at telling stories.

Hikaye anlatmada kötü.

We’re bad at remembering faces.

Yüzleri hatırlamada kötüyüz.

I’m bad at following directions.

Yönergeleri takip etmede kötüyüm.

She’s bad at sewing.

Dikiş dikmede kötü.

They’re bad at studying for exams.

Sınavlara çalışmada kötüler.

He’s bad at saving money.

Para biriktirmede kötü.

We’re bad at remembering names.

İsimleri hatırlamada kötüyüz.

I’m bad at keeping a straight face.

Ciddi bir ifade takınmada kötüyüm.

She’s bad at taking photos.

Fotoğraf çekmede kötü.

They’re bad at gardening.

Bahçecilikte kötüler.

He’s bad at cooking rice.

Pilav yapmada kötü.

We’re bad at reading maps.

Harita okumada kötüyüz.

I’m bad at organizing my time.

Zamanımı organize etmede kötüyüm.

She’s bad at managing her schedule.

Programını yönetmede kötü.

They’re bad at learning new languages.

Yeni diller öğrenmede kötüler.

He’s bad at understanding science.

Bilimi anlamada kötü.

We’re bad at remembering appointments.

Randevuları hatırlamada kötüyüz.

I’m bad at playing chess.

Satranç oynamada kötüyüm.

She’s bad at making friends.

Arkadaş edinmede kötü.

They’re bad at handling criticism.

Eleştiriyi yönetmede kötüler.

He’s bad at keeping his room clean.

Odasını temiz tutmada kötü.

We’re bad at finding things.

Eşyaları bulmada kötüyüz.

I’m bad at staying on task.

Göreve odaklanmada kötüyüm.

She’s bad at cooking desserts.

Tatlı yapmada kötü.

They’re bad at public relations.

Halkla ilişkilerde kötüler.

He’s bad at explaining things.

Bir şeyleri açıklamada kötü.

We’re bad at negotiating.

Pazarlık yapmada kötüyüz.

I’m bad at handling responsibility.

Sorumluluk almada kötüyüm.

She’s bad at taking care of plants.

Bitkilere bakmada kötü.

They’re bad at timekeeping.

Zamanı yönetmede kötüler.

He’s bad at reading between the lines.

Satır aralarını okumada kötü.