'Benefit' ile ilgili cümleler. 'Benefit' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.
"Benefit" İngilizce’de "fayda, yarar, avantaj, fayda vermek, yarar sağlamak" anlamlarına gelir ve hem isim hem de fiil olarak kullanılabilir. Bir şeyin sağladığı olumlu etkileri veya bir kişiye, gruba ya da duruma katkı sağlayan unsurları ifade eder.
Örnek Cümleler
He benefits from working remotely.
Uzaktan çalışmaktan fayda sağlıyor.
He benefits from his diverse skill set.
Çeşitli becerilerinden fayda sağlıyor.
Taking breaks benefits productivity.
Mola vermek, verimliliğe fayda sağlar.
Reducing pollution benefits everyone.
Kirliliği azaltmak herkese fayda sağlar.
Everyone will benefit from the new policy.
Herkes yeni politikadan fayda sağlayacak.
The charity provides benefits to those in need.
Hayır kurumu, ihtiyacı olanlara yardım sağlar.
The community will benefit from the new park.
Toplum, yeni parktan fayda sağlayacak.
They both benefited from the partnership.
Her ikisi de ortaklıktan fayda sağladı.
Eating vegetables has many health benefits.
Sebze yemenin birçok sağlık faydası vardır.
The benefits of drinking water are well-known.
Su içmenin faydaları iyi bilinir.
Students benefit from smaller class sizes.
Öğrenciler, küçük sınıflardan fayda sağlarlar.
This book is for the benefit of beginners.
Bu kitap, yeni başlayanların faydasına yöneliktir.
Did you benefit from the training program?
Eğitim programından fayda sağladın mı?
The new tax policy benefits small businesses.
Yeni vergi politikası küçük işletmelere fayda sağlıyor.
The mutual benefit of the deal was clear to both sides.
Anlaşmanın karşılıklı faydası her iki taraf için de açıktı.
They started a new fund to benefit low-income families.
Düşük gelirli ailelere fayda sağlamak için yeni bir fon başlattılar.
He explained how the changes would benefit everyone.
Değişikliklerin herkese nasıl fayda sağlayacağını açıkladı.
The benefit of this approach is increased efficiency.
Bu yaklaşımın faydası artan verimliliktir.
Fresh air and sunlight benefit the immune system.
Temiz hava ve güneş ışığı, bağışıklık sistemine fayda sağlar.
Her experience in different fields benefits her career.
Farklı alanlardaki deneyimi kariyerine fayda sağlıyor.
The program is designed to benefit students of all ages.
Program, her yaştan öğrencilere fayda sağlamak için tasarlanmıştır.
They received government benefits for their children.
Çocukları için devlet yardımı aldılar.
The charity aims to benefit underprivileged children.
Hayır kurumu, dezavantajlı çocuklara fayda sağlamayı hedefliyor.
Exercise benefits both the mind and the body.
Egzersiz hem zihne hem de bedene fayda sağlar.
For the benefit of all, please follow the rules.
Herkesin faydası için lütfen kurallara uyun.
A healthy diet has numerous long-term benefits.
Sağlıklı bir diyetin uzun vadeli birçok faydası vardır.
Reading benefits vocabulary and comprehension skills.
Okuma, kelime dağarcığını ve anlama becerilerini geliştirir.
The new software will benefit the whole team.
Yeni yazılım tüm ekibe fayda sağlayacak.
Everyone can benefit from positive thinking.
Herkes pozitif düşünceden fayda sağlayabilir.
The training will greatly benefit your career.
Eğitim kariyerine büyük ölçüde fayda sağlayacak.
Regular sleep patterns benefit overall health.
Düzenli uyku düzenleri genel sağlığa fayda sağlar.
The government provides unemployment benefits.
Hükümet işsizlik yardımı sağlar.
Yoga benefits both physical and mental well-being.
Yoga, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığa fayda sağlar.
The new library will benefit the entire neighborhood.
Yeni kütüphane, tüm mahalleye fayda sağlayacak.
The benefit of this method is its simplicity.
Bu yöntemin faydası basitliğidir.
He volunteered to benefit the community.
Topluma fayda sağlamak için gönüllü oldu.
They discussed the potential benefits of the project.
Projenin potansiyel faydalarını tartıştılar.
The organization works to benefit the environment.
Organizasyon, çevreye fayda sağlamak için çalışıyor.
A benefit of meditation is reduced stress.
Meditasyonun bir faydası stresin azalmasıdır.
Healthy habits benefit your long-term well-being.
Sağlıklı alışkanlıklar, uzun vadeli sağlığınıza fayda sağlar.
The meeting focused on the benefits of collaboration.
Toplantı, iş birliğinin faydalarına odaklandı.
Regular exercise provides many health benefits.
Düzenli egzersiz birçok sağlık faydası sağlar.
She benefited greatly from her time abroad.
Yurt dışındaki zamanından büyük ölçüde fayda sağladı.
There are numerous benefits to learning a new language.
Yeni bir dil öğrenmenin sayısız faydası vardır.
The company offers various employee benefits.
Şirket, çalışanlara çeşitli sosyal haklar sunar.
One benefit of traveling is learning about new cultures.
Seyahat etmenin faydalarından biri yeni kültürleri öğrenmektir.
Employees receive benefits such as health insurance.
Çalışanlar, sağlık sigortası gibi sosyal haklar alır.
She explained the benefits of using renewable energy.
Yenilenebilir enerji kullanmanın faydalarını açıkladı.
We want to benefit the local community with this project.
Bu projeyle yerel topluma fayda sağlamak istiyoruz.
Physical activity has numerous benefits for mental health.
Fiziksel aktivitenin zihinsel sağlığa birçok faydası vardır.
He organized a benefit concert to raise funds for charity.
Hayır kurumu için fon toplamak amacıyla bir bağış konseri düzenledi.
Comments