top of page

'End up' ile ilgili Cümleler


End up ile ilgili cümleler. End up ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.


"End up," İngilizcede beklenmedik veya istemeden meydana gelen bir durumun veya sonucun anlatıldığı bir deyimdir. Genellikle bir eylem veya sürecin sonunda ne olduğuna dair konuşurken kullanılır. Türkçede en yakın karşılıkları "sonuç olarak ... olmak", "kendini ... durumda bulmak" ya da "sonunda ... yapmak" şeklindedir.



Örnek Cümleler


He ended up losing all his money in the casino.

Sonunda kumarhanede tüm parasını kaybetti.


The long journey ended up taking ten hours.

Uzun yolculuk on saat sürerek bitmiş oldu.


The car broke down, and we ended up walking home.

Araba bozuldu ve eve yürümek zorunda kaldık.


I ended up staying at home because it started raining.

Yağmur başladığı için evde kaldım.


They ended up missing the train because of the traffic.

Trafik yüzünden treni kaçırdılar.


She ended up studying medicine, even though she wanted to be a musician.

Müzisyen olmak istemesine rağmen tıp okumak zorunda kaldı.


We took a wrong turn and ended up at the beach.

Yanlış bir dönüş yaptık ve kendimizi plajda bulduk.


After the argument, they ended up not talking for weeks.

Tartışmadan sonra haftalarca konuşmamaya başladılar.


We started walking and ended up at a beautiful park.

Yürümeye başladık ve sonunda güzel bir parkta bulduk kendimizi.


She didn’t mean to, but she ended up hurting his feelings.

İstemeden de olsa onun duygularını incitmiş oldu.


The movie was so boring that I ended up falling asleep.

Film o kadar sıkıcıydı ki sonunda uyuyakaldım.


After all that planning, they ended up canceling the trip.

Bütün o planlamalardan sonra geziyi iptal ettiler.


He started reading the novel but ended up watching the movie instead.

Romanı okumaya başladı ama onun yerine filmi izledi.


They ended up buying the house after months of searching.

Aylarca aradıktan sonra evi aldılar.


I wanted to cook, but I ended up ordering pizza.

Yemek yapmak istedim ama sonunda pizza söyledim.


She ended up working late to finish the project.

Projeyi bitirmek için geç saatlere kadar çalıştı.


After the meeting, we ended up going out for dinner.

Toplantıdan sonra akşam yemeğine gitmiş olduk.


He ended up in debt because of his shopping habits.

Alışveriş alışkanlıkları yüzünden borç içinde kaldı.


We thought it would be a short hike but ended up spending the whole day.

Kısa bir yürüyüş olacak sandık ama tüm günü geçirdik.


I wanted to say hello, but I ended up chatting with him for hours.

Merhaba demek istedim ama saatlerce sohbet ettik.


They ended up adopting a puppy from the shelter.

Barınaktan bir köpek yavrusu sahiplendiler.


Despite the warnings, he ended up breaking the rules.

Uyarılara rağmen kuralları çiğnemiş oldu.


She planned a quiet night but ended up at a party.

Sessiz bir gece planlamıştı ama kendini bir partide buldu.


We tried a new restaurant but ended up at our favorite one.

Yeni bir restoran denemek istedik ama favori restoranımızda bulduk kendimizi.


He wanted a job in finance but ended up teaching.

Finans sektöründe bir iş istiyordu ama öğretmenlik yapmaya başladı.


After shopping, they ended up spending more than expected.

Alışverişten sonra beklenenden fazla harcadılar.


I ended up eating the entire cake by myself.

Tüm pastayı tek başıma yedim.


She started with a walk but ended up running five miles.

Yürüyüşle başladı ama beş mil koştu.


They ended up moving to a different city for work.

İş için başka bir şehre taşındılar.


I thought I'd go home early, but I ended up staying late.

Erken gideceğimi düşündüm ama geç kaldım.


He ended up writing a novel instead of a short story.

Kısa hikaye yerine bir roman yazdı.


They started driving south and ended up in another state.

Güneye doğru sürdüler ve başka bir eyalette buldular kendilerini.


We ended up taking a cab since we missed the bus.

Otobüsü kaçırınca taksiye bindik.


She was just looking, but she ended up buying a new phone.

Sadece bakıyordu ama yeni bir telefon aldı.


They ended up arguing about the smallest details.

En ufak detaylar hakkında tartışmaya başladılar.


I went to the store for milk but ended up with a full cart.

Sadece süt almak için gittim ama tam dolu bir sepetle döndüm.


He ended up living abroad after falling in love there.

Orada aşık olduktan sonra yurt dışında yaşamaya başladı.


They planned a small event but ended up inviting everyone.

Küçük bir etkinlik planladılar ama herkesi davet ettiler.


I wanted to buy shoes, but I ended up with a new jacket.

Ayakkabı almak istiyordum ama yeni bir ceketle çıktım.


She ended up crying after the movie’s sad ending.

Filmin üzücü sonundan sonra ağlamaya başladı.


We ended up staying longer than we planned.

Planladığımızdan daha uzun süre kaldık.


He didn’t know anyone there, but he ended up making friends.

Orada kimseyi tanımıyordu ama arkadaş edinmiş oldu.


They ended up losing their way in the forest.

Ormanda yollarını kaybettiler.


I wanted to avoid sweets, but I ended up eating dessert.

Tatlıdan uzak durmak istedim ama tatlı yedim.


After the discussion, we ended up agreeing.

Tartışmanın sonunda anlaştık.


She went out for coffee but ended up shopping.

Kahve için dışarı çıktı ama alışveriş yapmaya başladı.


We thought it would be quick, but we ended up spending hours.

Hızlı olacağını düşündük ama saatlerce kaldık.


He ended up quitting his job due to stress.

Stres yüzünden işini bırakmak zorunda kaldı.


They started their journey but ended up turning back.

Yola çıktılar ama geri dönmek zorunda kaldılar.


I ended up baking more than I needed.

Gereğinden fazla hamur işi yapmış oldum.


She wanted to leave early but ended up staying until midnight.

Erken gitmek istedi ama gece yarısına kadar kaldı.

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page