Fond of ile ilgili cümleler. 'Fond of' ile örnek cümleler. 'Fond of' cümle içinde kullanımı.
"Fond of", beğenme veya şefkat ifade eden çok yönlü bir ifadedir. Genellikle aktivitelere, hobilere, yiyeceklere, hayvanlara, insanlara veya deneyimlere karşı olumlu bir duygu veya zevki ifade etmek için kullanılır. Söz konusu özneye karşı bir sıcaklık, tercih veya şefkat duygusu iletir.
Eş anlamları: like, enjoy, love, adore, appreciate, keen on
Çeviriler: düşkün olmak, bayılmak, çok sevmek, tutkun olmak, hastası olmak
Örnek Cümleler
He's fond of his car.
Arabasına çok düşkündür.
He's fond of animals.
Hayvanları çok seviyor.
I am fond of ice cream.
Dondurmaya bayılıyorum.
She's fond of gardening.
Bahçıvanlık yapmayı çok seviyor.
He's fond of giving advice.
Öğüt vermeyi çok seviyor.
I'm fond of dark chocolate.
Bitter çikolataya bayılıyorum.
She's fond of helping others.
Başkalarına yardım etmeyi çok seviyor.
They are fond of each other.
Birbirlerini çok tutkunlar.
I'm fond of the smell of rain.
Yağmurun kokusunu çok seviyorum.
He is fond of solving puzzles.
Bulmacaları çözmeyi çok seviyor.
I'm fond of learning new things.
Yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyorum.
I’m fond of exploring new places.
Yeni yerler keşfetmeyi çok seviyorum.
I’m quite fond of classical music.
Klasik müziği oldukça düşkünüm.
He's very fond of his best friend.
En iyi arkadaşını çok seviyor.
He's fond of talking about himself.
Kendisi hakkında konuşmayı çok seviyor.
I’m fond of learning new languages.
Yeni diller öğrenmeyi çok seviyorum.
He's fond of playing video games.
Video oyunları oynamaya bayılır.
They are fond of playing basketball.
Basketbol oynamayı çok seviyorlar.
Are you fond of painting or drawing?
Resim yapmayı veya çizmeyi sever misin?
I’m particularly fond of Italian cuisine.
İtalyan mutfağını özellikle çok seviyorum.
She is fond of the old family traditions.
Eski aile geleneklerini çok seviyor.
I'm rather fond of this new coffee shop.
Bu yeni kahve dükkânını oldukça seviyorum.
She's very fond of saying "I don't know."
“Bilmiyorum” demeyi çok seviyor.
She is fond of reading novels in her spare time.
Boş zamanlarında roman okumayı çok seviyor.
She’s fond of spicy food; the hotter, the better!
Baharatlı yiyecekleri çok seviyor; ne kadar acı olursa o kadar iyi!
I’ve always been fond of visiting historical sites.
Tarihi yerleri ziyaret etmeyi her zaman çok sevmişimdir.
He’s fond of exploring new cultures when he travels.
Seyahat ederken yeni kültürleri keşfetmeyi çok seviyor.
I’m fond of those summer days we spent at the lake.
Göl kenarında geçirdiğimiz o yaz günlerini çok seviyorum.
He’s very fond of his dog; they go everywhere together.
Köpeğini çok seviyor; her yere birlikte gidiyorlar.
I am fond of hiking in the mountains during the summer.
Yazın dağlarda yürüyüş yapmayı çok seviyorum.
I’m fond of learning about different cultures and traditions.
Farklı kültürleri ve gelenekleri öğrenmeyi çok seviyorum.
They have always been fond of each other since childhood.
Çocukluklarından beri birbirlerine çok tutkunlar.
My parents are fond of gardening; their backyard is beautiful.
Ailem bahçıvanlığı çok seviyor; arka bahçeleri çok güzel.
She is very fond of playing the piano and often practices for hours.
Piyano çalmayı çok seviyor ve sık sık saatlerce pratik yapıyor.
My brother is fond of photography and takes pictures wherever he goes.
Kardeşim fotoğrafçılığa bayılır ve gittiği her yerde fotoğraf çekiyor.
Comments