'Frequently' ile ilgili cümleler. 'Frequently' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.
"Frequently" İngilizcede "sık sık" veya "çoğu zaman" anlamına gelen bir zarftır. Aynı "often" gibi bir eylemin ya da olayın düzenli olarak ve kısa aralıklarla tekrarlandığını ifade eder.
Örnek Cümleler
I frequently read books in my free time.
Boş zamanlarımda sık sık kitap okurum.
She frequently visits her family on weekends.
Hafta sonları ailesini sık sık ziyaret eder.
They frequently go to the gym together.
Sık sık birlikte spor salonuna giderler.
We frequently eat out on Fridays.
Cuma günleri sık sık dışarıda yemek yeriz.
He frequently calls his friends to catch up.
Arkadaşlarını sık sık hal hatır sormak için arar.
I frequently forget my keys at home.
Anahtarlarımı sık sık evde unuturum.
She frequently exercises in the morning.
Sabahları sık sık egzersiz yapar.
They frequently attend art exhibitions.
Sanat sergilerine sık sık katılırlar.
We frequently travel for work.
Sık sık iş için seyahat ederiz.
He frequently goes hiking on weekends.
Hafta sonları sık sık doğa yürüyüşüne gider.
My mother frequently bakes cookies.
Annem sık sık kurabiye yapar.
I frequently get lost in new places.
Yeni yerlerde sık sık kaybolurum.
She frequently listens to podcasts on her way to work.
İşe giderken sık sık podcast dinler.
They frequently go to the movies together.
Sık sık birlikte sinemaya giderler.
We frequently try new recipes.
Sık sık yeni tarifler deneriz.
He frequently works late.
Sık sık geç saatlere kadar çalışır.
I frequently study at the library.
Kütüphanede sık sık ders çalışırım.
She frequently buys flowers for her home.
Evi için sık sık çiçek alır.
They frequently visit their grandparents.
Büyükbabalarını sık sık ziyaret ederler.
We frequently watch documentaries.
Sık sık belgesel izleriz.
He frequently donates to charity.
Sık sık hayır kurumlarına bağış yapar.
I frequently cook for my family.
Ailem için sık sık yemek yaparım.
She frequently attends yoga classes.
Sık sık yoga derslerine katılır.
They frequently play sports on weekends.
Hafta sonları sık sık spor yaparlar.
We frequently organize family gatherings.
Sık sık aile toplantıları düzenleriz.
He frequently reads about history.
Sık sık tarih hakkında okur.
I frequently go for a walk in the park.
Parkta sık sık yürüyüşe çıkarım.
She frequently practices piano in her room.
Odasında sık sık piyano çalışır.
They frequently play board games.
Sık sık kutu oyunları oynarlar.
We frequently watch the news in the evening.
Akşamları sık sık haberleri izleriz.
He frequently makes presentations at work.
İşte sık sık sunum yapar.
I frequently write in my journal.
Günlüğüme sık sık yazarım.
She frequently volunteers at animal shelters.
Hayvan barınağında sık sık gönüllü çalışır.
They frequently go camping in the summer.
Yazın sık sık kampa giderler.
We frequently meet for coffee.
Sık sık kahve içmek için buluşuruz.
He frequently travels for conferences.
Sık sık konferanslar için seyahat eder.
I frequently watch cooking shows.
Sık sık yemek programları izlerim.
She frequently calls her friends.
Arkadaşlarını sık sık arar.
They frequently go to concerts.
Sık sık konsere giderler.
We frequently discuss new ideas at work.
İşte sık sık yeni fikirleri tartışırız.
He frequently reads mystery novels.
Sık sık polisiye romanlar okur.
I frequently check my email.
E-postalarımı sık sık kontrol ederim.
She frequently takes long walks.
Sık sık uzun yürüyüşler yapar.
They frequently organize community events.
Topluluk etkinlikleri sık sık düzenlerler.
We frequently go for bike rides.
Sık sık bisiklet sürmeye gideriz.
He frequently updates his resume.
Özgeçmişini sık sık günceller.
I frequently try to learn new skills.
Sık sık yeni beceriler öğrenmeye çalışırım.
She frequently watches foreign films.
Sık sık yabancı filmler izler.
They frequently play chess.
Sık sık satranç oynarlar.
We frequently discuss current events.
Sık sık güncel olayları tartışırız.