'Get up' ile ilgili cümleler. 'Get up' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.
Get up İngilizce’de sıkça kullanılan bir phrasal verb olup, birkaç farklı anlama gelir ve çeşitli durumlarda kullanılabilir.
ayağa kalkmak
Please get up and give your seat to the elderly lady.
Lütfen ayağa kalk ve yaşlı bayana yer ver.
yataktan kalkmak, uyanmak
I usually get up at 7 a.m. Genellikle sabah 7'de kalkarım.
organize etmek, düzenlemek
They're getting up a charity event. Bir yardım etkinliği organize ediyorlar.
Örnek Cümleler
I usually get up early on weekdays.
Genellikle hafta içi erken kalkarım.
What time did you get up this morning?
Bu sabah saat kaçta kalktın?
She doesn’t like to get up before sunrise.
Gün doğmadan önce kalkmayı sevmez.
He got up late and missed the bus.
Geç kalktı ve otobüsü kaçırdı.
We should get up and leave soon.
Yakında kalkıp çıkmalıyız.
I usually get up around 7 a.m.
Genellikle sabah 7 civarında kalkarım.
They asked us to get up and introduce ourselves.
Bizden kalkıp kendimizi tanıtmamızı istediler.
Can you get up and turn off the light?
Kalkıp ışığı kapatabilir misin?
She gets up very early to go jogging.
Sabah koşusuna çıkmak için çok erken kalkar.
They got up to leave right after dinner.
Akşam yemeğinden hemen sonra kalkıp gittiler.
Please get up and give her your seat.
Lütfen kalk ve ona yerini ver.
I don’t like getting up early on weekends.
Hafta sonları erken kalkmayı sevmem.
He usually gets up before everyone else.
Genellikle herkesten önce kalkar.
She needs to get up early for work tomorrow.
Yarın işe gitmek için erken kalkması gerekiyor.
The dog gets up whenever it hears a noise.
Köpek bir ses duyduğunda hemen kalkıyor.
I have to get up at dawn tomorrow.
Yarın şafak vakti kalkmak zorundayım.
She gets up at 5 a.m. to practice yoga.
Yoga yapmak için sabah 5'te kalkar.
We all get up to sing the national anthem.
Hepimiz milli marşı söylemek için ayağa kalkıyoruz.
Get up and stretch if you’re feeling tired.
Yorgunsan kalk ve biraz gerin.
I got up to get a glass of water.
Bir bardak su almak için kalktım.
They get up early to prepare breakfast.
Kahvaltı hazırlamak için erken kalkarlar.
You need to get up earlier to catch the bus.
Otobüsü yakalamak için daha erken kalkmalısın.
He gets up every morning at the same time.
Her sabah aynı saatte kalkar.
We had to get up before dawn for the trip.
Gezi için şafak öncesinde kalkmak zorundaydık.
She quickly got up when she heard the doorbell.
Kapı zili çaldığında hızla kalktı.
I get up feeling refreshed after a good sleep.
İyi bir uykudan sonra dinç hissederek kalkarım.
They asked everyone to get up and dance.
Herkesten kalkıp dans etmelerini istediler.
You should get up if you’ve been sitting too long.
Uzun süre oturduysan kalkmalısın.
He got up to leave but then sat back down.
Gitmek için kalktı ama sonra tekrar oturdu.
I try to get up without hitting the snooze button.
Erteleme tuşuna basmadan kalkmaya çalışıyorum.
She needs to get up earlier to avoid the traffic.
Trafikten kaçınmak için daha erken kalkması gerekiyor.
They were told to get up and form a line.
Kalkıp sıraya girmeleri söylendi.
We all get up to greet our guests at the door.
Kapıda misafirlerimizi karşılamak için hepimiz kalkarız.
I always get up for a morning walk on Saturdays.
Cumartesi günleri sabah yürüyüşüne kalkarım.
It’s hard to get up when it’s still dark outside.
Dışarısı hâlâ karanlıkken kalkmak zor.
She gets up earlier than anyone else in the family.
Ailedeki herkesten daha erken kalkar.
The teacher asked the students to get up one by one.
Öğretmen öğrencilerden teker teker kalkmalarını istedi.
We had to get up in the middle of the night.
Gecenin bir yarısında kalkmak zorunda kaldık.
I often get up to check on the kids at night.
Gece çocukları kontrol etmek için sık sık kalkarım.
They got up and applauded the performance.
Kalkıp performansı alkışladılar.
Please get up and come over here.
Lütfen kalk ve buraya gel.
I find it tough to get up without coffee.
Kahve olmadan kalkmak zor geliyor.
We should all get up and do some exercise.
Hepimiz kalkıp biraz egzersiz yapmalıyız.
The cat gets up whenever it hears the food bowl.
Kedi mama kabını duyunca kalkıyor.
He gets up as soon as the alarm rings.
Alarm çalar çalmaz kalkar.
We need to get up early to catch our flight.
Uçağımıza yetişmek için erken kalkmalıyız.
I love the feeling of getting up with the sunrise.
Gün doğumuyla kalkma hissini seviyorum.
I find it hard to get up when it’s cold outside.
Dışarısı soğuk olduğunda kalkmak zor geliyor.
He had to get up several times during the night.
Gece boyunca birkaç kez kalkmak zorunda kaldı.
The kids get up early on weekends to watch cartoons.
Çocuklar hafta sonları çizgi film izlemek için erken kalkar.
Comments