'In, on, at' edatlarının yer için kullanımı ve konu anlatımı.
İngilizce'de "in", "on" ve "at" edatları yer belirtirken çok sık kullanılan ifadelerdir. Ancak her birinin kullanımı farklı durumlara bağlıdır.
"In" Kullanımı
Birlikte Kullanılan İsimler
box, pocket, drawer, bag, bottle, vase, basket, sink, fridge, envelope, oven
world, continent, region, country, city, town, park, garden, street, mountain, valley
building, school, house, office, room, museum, library, cottage, factory, garage
water, ocean, sea, lake, river, sky, galaxy, sun, forest, tree, bed, suit, dress
book, dictionary, magazine, newspaper, novel, report, diary
painting, picture, photo
car, taxi
mirror
queue, line
Kapalı veya üç boyutlu bir şeyin içinde bulunmayı belirtmek için kullanılır.
There is milk in the fridge.
Buzdolabında süt var.
The apples are in the basket.
Elmalar sepetin içinde.
There is an apple in the box.
Kutunun içinde bir elma var.
The documents are in the drawer.
Belgeler çekmecenin içinde.
Açık bir alanın sınırları içinde bulunmayı belirtmek için kullanılır.
He was born in Paris.
O, Paris'te doğdu.
We went hiking in the mountains.
Dağlarda yürüyüşe gittik.
The company operates in Europe.
Şirket Avrupa'da faaliyet gösteriyor.
The children are playing in the garden.
Çocuklar bahçede oynuyor.
There are so many beautiful places in the world.
Dünyada birçok güzel yer var.
Bir binanın içinde bulunmayı belirtmek için kullanılır.
She is in the building.
Binanın içinde.
She is reading a book in the library.
Kütüphanede kitap okuyor.
The children are in the classroom.
Çocuklar sınıfın içinde.
Bir şeyin başka bir şey tarafından etrafı sarılı olduğunu belirtir.
He is swimming in the sea.
Denizde yüzüyor.
There are fish in the river.
Nehirde balıklar var.
There’s a bird in the tree.
Ağaçta bir kuş var.
She is relaxing in the sun.
Güneşte dinleniyor.
We saw a deer in the forest.
Ormanda bir geyik gördük.
She looks stunning in a red dress.
Kırmızı elbise içinde harika görünüyor.
There’s a full moon in the sky tonight.
Bu gece gökyüzünde dolunay var.
Yazılı veya görsel bir şeyin içeriğinden bahderken kullanılır.
I read it in the newspaper.
Onu gazetede okudum.
There is a mistake in the report.
Raporda bir hata var.
The colors in the painting are vibrant.
Tablodaki renkler canlı.
Bir aracın içinde bulunmayı belirtmek için kullanılır.
She is waiting in the car.
Arabada bekliyor.
"On" Kullanımı
Birlikte Kullanılan İsimler
surface, screen, website, cover, page
wall, table, desk, couch, shelf, ceiling, roof
farm, island, street
ground, floor, grass
way, left, right
bus, train, plane, ship
horse, bicycle, bike
television, radio, phone, internet
map, list, menu, agenda
Bir şeyin bir yüzeyin üstünde olduğunu belirtir.
The book is on the table.
Kitap masanın üstünde.
He put the painting on the wall.
O, tabloyu duvara astı.
The keys are on the floor.
Anahtarlar yerde.
My office is on the second floor.
Ofisim ikinci katta.
Toplu taşıma araçları ya da binek olmayan araçlar için kullanılır.
He is on the bus.
Otobüste.
She forgot her bag on the train.
Çantasını trende unuttu.
Kitle iletişim araçları ile kullanılır.
I saw it on TV.
Onu televizyonda gördüm.
She is on the phone.
O, telefonda konuşuyor.
"At" Kullanımı
Birlikte Kullanılan İsimler
door, entrance, reception, intersection, desk, traffic light, bus stop
home, work, office, cinema, school, university, station, airport
end, front, side, top, bottom, back, corner
event, party, wedding, meeting, conference, concert
Belirli bir noktayı belirtmek için kullanılır.
There's someone at the door.
Kapıda birisi var.
Let’s meet at the intersection.
Kavşakta buluşalım.
Belirli bir konumu belirtmek için kullanılır.
He isn't at home now.
Şu anda evde değil.
We had lunch at the airport before our flight.
Uçuştan önce havaalanında öğle yemeğimizi yedik.
Yön ifadeleri ile kullanılır.
He is at the corner of the street.
Sokağın köşesinde.
At the end of the road, there is a small park.
Yolun sonunda küçük bir park var.
Bir etkinlikte bulunmayı belirtir.
She is at the party.
O, partide.
We met at the wedding.
Düğünde tanıştık.
Kullanım Notları
'House, library, office, hotel, airport' gibi bina isimleri ile 'in' kullanılırsa binanın içinde bulunmayı, 'at' ile kullanılırsa binanın konumunu belirtir.
She's reading a book in the library.
Kütüphanede (= kütüphanenin içinde) kitap okuyor.
She's reading a book at the library.
Kütüphanede kitap okuyor.
Okuldan bahsederken 'at' kullanılırsa konumu, 'in' kullanılırsa eğitim sürecini ifade eder.
He is at school right now, but he’ll call you later.
Şu an okulda, ama seni sonra arayacak.
She is still in school and hasn't graduated yet.
O hala okulda ve henüz mezun olmadı.
‘Street’ kelimesi Amerika’da daha çok ‘on’ ile, İngiltere’de daha çok ‘in’ ile kullanılır. Cadde veya sokaktaki belli bir adresten bahsederken ‘at’ kullanılır.
I saw her playing in the street.
Onu sokakta oynarken gördüm.
There are many cars on the street today.
Bugün sokakta çok sayıda araba var.
Her office is at Fifth Street.
Ofisi Beşinci Cadde.
'Bed' kelimesi ile 'in' kullanılırsa kişinin üzerinde battaniye, çarşaf vb. olduğunu, 'on' ile kullanılarsa üzerinde bir şey olmadığını belirtir.
There is a pillow on the bed.
Yatakta bir yastık var.
I was in bed all day because I was feeling sick.
Hastalandım, bu yüzden tüm gün yataktaydım.
'Table' ve 'desk' kelimeleri ile 'at' kullanılırsa masanın etrafını, 'on' kullanılırsa masanın üstünü ifade eder.
He's sitting at the table.
Masada oturuyor.
There's an apple on the table.
Masanın üzerinde bir elma var.
'Beach' kelimesi ile 'at' kullanılırsa plajın konumundan, 'on' ile kullanılırsa plaj yüzeyinin üstünde bulunmayı belirtir.
She is lying on the beach.
O, plajda uzanıyor.
I’ll meet you at the beach.
Seni plajda bulacağım.