'Know' ile ilgili cümleler. 'Know' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.
"Know" fiili, İngilizce'de "bilmek" anlamına gelir ve bir şeyi anlamak, farkında olmak veya deneyimlemek anlamında kullanılır. Bu fiil, genellikle bilgi, farkındalık, anlayış veya tanıma ile ilgili durumları ifade eder.
Örnek Cümleler
I know him from school.
Onu okuldan tanıyorum.
I know exactly how you feel.
Tam olarak nasıl hissettiğini biliyorum.
They know how to keep secrets.
Sırlar tutmayı biliyorlar.
I know the answer to your question.
Sorumun cevabını biliyorum.
He knows how to drive a car.
O, araba kullanmayı biliyor.
Do you know him well?
Onu iyi tanıyor musun?
I know her from work.
Onu işten tanıyorum.
He knows how to cook very well.
O, çok iyi yemek yapmayı biliyor.
I know a lot about that topic.
O konu hakkında çok şey biliyorum.
Do you know what time it is?
Saatin kaç olduğunu biliyor musun?
Do you know where the library is?
Kütüphane nerede olduğunu biliyor musun?
She knows how to speak French.
O, Fransızca konuşmayı biliyor.
He knows everyone at the party.
O, partideki herkesin tanıyor.
I don’t know what to do next.
Sonra ne yapacağımı bilmiyorum.
They know the truth about the situation.
Durumun gerçeğini biliyorlar.
We don’t know when they’ll arrive.
Ne zaman geleceklerini bilmiyoruz.
She knows the importance of this project.
O, bu projenin önemini biliyor.
He knew it would be a difficult task.
Bunun zor bir görev olacağını biliyordu.
I think she knows more than she lets on.
Bence o, gösterdiğinden daha fazla biliyor.
They don’t know how to solve the problem.
Sorunu nasıl çözeceklerini bilmiyorlar.
I don’t know if I can make it to the meeting.
Toplantıya yetişip yetişemeyeceğimi bilmiyorum.
She knew that something was wrong.
Bir şeylerin ters gittiğini biliyordu.
He doesn’t know why she’s upset.
O, neden üzgün olduğunu bilmiyor.
I know this is a difficult decision.
Bunun zor bir karar olduğunu biliyorum.
They don’t know what happened last night.
Gece ne olduğunu bilmiyorlar.
I know that she’s been working hard.
Onun çok çalıştığını biliyorum.
I know all the answers to your questions.
Sorularının tüm cevaplarını biliyorum.
They know this area very well.
Bu bölgeyi çok iyi biliyorlar.
Do you know how to fix this problem?
Bu problemi nasıl çözebileceğini biliyor musun?
I know a great place for dinner.
Akşam yemeği için harika bir yer biliyorum.
She knows the way to the museum.
O, müzeye giden yolu biliyor.
I don’t know who left the door open.
Kapıyı kim açtı bilmiyorum.
They don’t know the details of the plan.
Planın detaylarını bilmiyorlar.
I know her better than anyone else.
Onu herkesten daha iyi tanıyorum.
Do you know what happened to him?
Ona ne olduğunu biliyor musun?
I know you’re trying your best.
Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını biliyorum.
She knows exactly what she wants.
O, ne istediğini tam olarak biliyor.
He knows the city like the back of his hand.
O, şehri elinin tersi gibi biliyor.
I know we can solve this together.
Bunu birlikte çözebileceğimizi biliyorum.
They know all the risks involved.
Tüm riskleri biliyorlar.
I know that it’s going to be a great day.
Bunun harika bir gün olacağını biliyorum.
She knows the best restaurants in town.
O, kasabadaki en iyi restoranları biliyor.
I know that you care about this.
Bunun senin için önemli olduğunu biliyorum.
I don’t know how she did it.
Bunu nasıl yaptığına dair hiçbir fikrim yok.
He knows how to handle difficult situations.
Zor durumlarla nasıl başa çıkacağını biliyor.
She knows when to speak up and when to stay quiet.
O, ne zaman konuşacağını ve ne zaman susacağını biliyor.
He doesn’t know what to expect from the meeting.
O, toplantıdan ne bekleyeceğini bilmiyor.
I don’t know if she can attend the event.
Onun etkinliğe katılıp katılamayacağını bilmiyorum.
I know a shortcut to get there faster.
Oraya daha hızlı gitmek için bir kestirme yol biliyorum.
They don’t know if they can trust him.
Ona güvenip güvenemeyeceklerini bilmiyorlar.
He knows where to find the best deals.
En iyi fırsatları nerede bulacağını biliyor.
I don’t know what to expect from this movie.
Bu filmden ne bekleyeceğimi bilmiyorum.
She knows that her efforts will pay off.
Çabalarının karşılığını alacağını biliyor.
I know you’re busy, but can you help me?
Meşgul olduğunu biliyorum, ama bana yardım edebilir misin?