"Make a mistake" ifadesi, yanlış yapmak, hata yapmak veya yanılmak anlamına gelir.
Örnekler
I made a mistake on my homework and had to redo it.
Ödevimde bir hata yaptım ve yeniden yapmak zorunda kaldım.
Don't worry if you make a mistake; everyone does at some point.
Hata yaparsan endişelenme; herkes bir noktada hata yapar.
She made a mistake by arriving late to the interview.
O, mülakata geç kalarak bir hata yaptı.
He made a mistake when he forgot to lock the door.
Kapıyı kilitlemeyi unuttuğunda bir hata yaptı.
The chef made a mistake by adding too much salt to the soup.
Şef, çorbaya çok fazla tuz ekleyerek bir hata yaptı.
I made a mistake by trusting someone who wasn’t reliable.
Güvenilir olmayan birine güvenerek hata yaptım.
The driver made a mistake and missed the exit.
Sürücü bir hata yaptı ve çıkışı kaçırdı.
She made a mistake with her order and ended up with the wrong meal.
Siparişinde bir hata yaptı ve yanlış yemekle sonuçlandı.
They made a mistake in the final calculations, which affected the budget.
Son hesaplamalarda bir hata yaptılar ve bu bütçeyi etkiledi.
If you make a mistake, it’s important to own up to it.
Bir hata yaparsan, bunu kabul etmek önemlidir.
I made a mistake by not backing up my files before my computer crashed.
Bilgisayarım çökmeden önce dosyalarımı yedeklemeyerek hata yaptım.
Making a mistake is a part of learning, especially when trying something new.
Hata yapmak öğrenmenin bir parçasıdır, özellikle yeni bir şey denediğinde.
We made a mistake in our strategy, and the project got delayed.
Stratejimizde bir hata yaptık ve proje gecikti.
He made a mistake by not following the instructions carefully.
Talimatları dikkatlice takip etmeyerek bir hata yaptı.
I made a mistake at work, but my boss helped me fix it.
İşte bir hata yaptım ama patronum onu düzeltmeme yardımcı oldu.
She made a mistake in the email address and sent it to the wrong person.
E-posta adresinde bir hata yaptı ve yanlış kişiye gönderdi.
Making a mistake doesn’t mean you’re a failure, it just means you're human.
Hata yapmak başarısız olduğun anlamına gelmez, sadece insan olduğun anlamına gelir.
They made a mistake by underestimating the competition.
Rakiplerini küçümseyerek bir hata yaptılar.
I made a mistake during the test, and it cost me a few points.
Test sırasında bir hata yaptım ve bu bana birkaç puana mal oldu.
He made a mistake while assembling the furniture, and now it wobbles.
Mobilyayı monte ederken bir hata yaptı ve şimdi sallanıyor.
I made a mistake by overcommitting myself to too many projects.
Kendimi çok fazla projeye adadığım için hata yaptım.
Making a mistake is fine as long as you learn from it.
Hatadan ders aldığın sürece hata yapmak sorun değildir.
She made a mistake in judgment and regretted it later.
Yargısında bir hata yaptı ve sonra pişman oldu.
He made a mistake by investing all his money in one stock.
Tüm parasını tek bir hisseye yatırarak bir hata yaptı.
The athlete made a mistake during the game, but quickly recovered.
Sporcu oyun sırasında bir hata yaptı ama hızla toparlandı.
I made a mistake and accidentally deleted the document.
Bir hata yaptım ve belgeyi yanlışlıkla sildim.
The company made a mistake in their marketing campaign, and sales dropped.
Şirket pazarlama kampanyasında bir hata yaptı ve satışlar düştü.
You made a mistake by not reading the contract carefully.
Sözleşmeyi dikkatlice okumayarak bir hata yaptın.
I made a mistake by not bringing an umbrella, and now I’m soaked.
Şemsiye getirmeyerek hata yaptım ve şimdi sırılsıklam oldum.
She made a mistake by forgetting to send the important files.
Önemli dosyaları göndermeyi unutarak hata yaptı.
Making a mistake with your finances can have serious consequences.
Mali işlerinde hata yapmak ciddi sonuçlar doğurabilir.
We made a mistake by choosing the wrong venue for the event.
Etkinlik için yanlış mekanı seçerek bir hata yaptık.
I made a mistake by leaving my phone at home today.
Bugün telefonumu evde bırakarak bir hata yaptım.
He made a mistake by trusting someone who betrayed him.
Ona ihanet eden birine güvenerek hata yaptı.
The student made a mistake on the exam but corrected it after reviewing the material.
Öğrenci sınavda bir hata yaptı ama materyali gözden geçirdikten sonra düzeltti.
They made a mistake with the order, and we had to wait longer for our food.
Siparişte bir hata yaptılar ve yemeğimizi daha uzun süre beklemek zorunda kaldık.
Making a mistake in public speaking can feel embarrassing, but it’s common.
Toplum önünde konuşmada hata yapmak utandırıcı olabilir, ama yaygındır.
She made a mistake while booking the tickets, and we had to change the dates.
Biletleri rezerve ederken bir hata yaptı ve tarihleri değiştirmek zorunda kaldık.
He made a mistake by speaking without thinking, which led to an argument.
Düşünmeden konuşarak bir hata yaptı ve bu bir tartışmaya yol açtı.
I made a mistake with my diet and ate something I’m allergic to.
Diyetimde bir hata yaptım ve alerjim olan bir şeyi yedim.
Making a mistake at work can be stressful, but it’s an opportunity to improve.
İşte hata yapmak stresli olabilir, ama gelişmek için bir fırsattır.
The accountant made a mistake in the tax forms, which caused confusion.
Muhasebeci vergi formlarında bir hata yaptı ve bu karışıklığa neden oldu.
I made a mistake by not studying enough for the exam.
Sınav için yeterince çalışmayarak hata yaptım.
He made a mistake in his presentation and had to correct it during the Q&A.
Sunumunda bir hata yaptı ve soru-cevap sırasında düzeltmek zorunda kaldı.
The musician made a mistake while playing the song but kept going without pause.
Müzisyen şarkıyı çalarken bir hata yaptı ama durmadan devam etti.
They made a mistake in the design plans, and now we have to start over.
Tasarım planlarında bir hata yaptılar ve şimdi baştan başlamak zorundayız.
I made a mistake by staying up too late and now I’m exhausted.
Çok geç saate kadar uyanık kalarak hata yaptım ve şimdi yorgunum.
She made a mistake during the meeting but quickly apologized.
Toplantı sırasında bir hata yaptı ama hemen özür diledi.
He made a mistake by not checking the weather forecast before going on the hike.
Yürüyüşe çıkmadan önce hava tahminini kontrol etmeyerek bir hata yaptı.
Making a mistake doesn’t define you; how you handle it does.
Hata yapmak seni tanımlamaz; onu nasıl ele aldığın tanımlar.
Comments