'More than' ile ilgili cümleler. 'More than' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.
İngilizce'de "more than" ifadesi, genellikle bir şeyin miktarının, sayısının ya da derecesinin, belirli bir değerden daha fazla olduğunu belirtmek için kullanılır. Türkçeye "daha fazla, daha çok, üstünde, -den çok' olarak çevirilerbilir.
Örnek Cümleler
They waited for more than an hour.
Bir saatten fazla beklediler.
This car costs more than I expected.
Bu araba beklediğimden daha pahalı.
It’s more than just a coincidence.
Bu, sadece bir tesadüften fazlası.
She read more than 30 books this year.
Bu yıl 30'dan fazla kitap okudu.
The movie lasted more than three hours.
Film üç saatten uzun sürdü.
I have known her for more than ten years.
Onu on yıldan uzun süredir tanıyorum.
She earns more than $2000 a month.
Aylık 2000 dolardan fazla kazanıyor.
He is more than just a friend to me.
O, benim için sadece bir arkadaş değil.
This book is more than 500 pages long.
Bu kitap 500 sayfadan uzun.
I need more than two days to finish this.
Bunu bitirmek için iki günden fazlasına ihtiyacım var.
She has more than enough experience for the job.
Bu iş için fazlasıyla yeterli deneyime sahip.
There were more than 100 people at the event.
Etkinlikte 100'den fazla insan vardı.
He spends more than 3 hours at the gym every day.
Her gün spor salonunda 3 saatten fazla vakit geçiriyor.
She was more than happy to help us.
Bize yardım etmekten çok mutluydu.
This project requires more than basic knowledge.
Bu proje temel bilgiden fazlasını gerektiriyor.
More than 20 countries participated in the conference.
Konferansa 20'den fazla ülke katıldı.
The house is worth more than a million dollars.
Ev, bir milyon dolardan fazla değerinde.
He is more than capable of handling this task.
Bu görevi yapabilecek kapasiteden daha fazlasına sahip.
The company has more than 200 employees.
Şirketin 200'den fazla çalışanı var.
She has more than enough skills to succeed.
Başarılı olmak için fazlasıyla yeteneği var.
More than half of the class passed the exam.
Sınıfın yarısından fazlası sınavı geçti.
He traveled to more than 15 countries last year.
Geçen yıl 15'ten fazla ülkeye seyahat etti.
The recipe calls for more than a cup of sugar.
Tarif, bir bardaktan fazla şeker gerektiriyor.
This problem is more than it seems.
Bu sorun göründüğünden daha fazlası.
She has more than 500 followers on social media.
Sosyal medyada 500'den fazla takipçisi var.
The car can go more than 200 km/h.
Araba saatte 200 km'den fazla hız yapabilir.
They worked for more than 12 hours straight.
Aralıksız 12 saatten fazla çalıştılar.
He drinks more than 8 glasses of water a day.
Günde 8 bardaktan fazla su içiyor.
The lecture was more than informative.
Ders bilgilendirici olmanın ötesindeydi.
The temperature dropped more than 10 degrees.
Sıcaklık 10 dereceden fazla düştü.
The gift was more than generous.
Hediye oldukça cömertti.
This watch costs more than my rent.
Bu saat kira masrafımdan daha pahalı.
She is more than excited to start her new job.
Yeni işine başlamak için çok heyecanlı.
I walked more than 10,000 steps today.
Bugün 10.000'den fazla adım attım.
They sold more than 1,000 tickets.
1.000'den fazla bilet sattılar.
This task is more than challenging.
Bu görev oldukça zorlu.
More than one person witnessed the accident.
Kazaya birden fazla kişi tanıklık etti.
The phone battery lasts more than a day.
Telefonun pili bir günden fazla dayanıyor.
He’s more than willing to join us.
Bize katılmayı fazlasıyla istiyor.
The dog weighs more than 50 pounds.
Köpek 50 pound'dan fazla ağırlığında.
She speaks more than three languages fluently.
Üçten fazla dili akıcı bir şekilde konuşuyor.
More than once, he offered his help.
Bir kereden fazla yardım teklif etti.
This book is more than just a story; it’s a lesson.
Bu kitap sadece bir hikaye değil, aynı zamanda bir ders.
He ate more than he should have.
Olması gerekenden fazla yedi.
The meeting lasted more than expected.
Toplantı beklenenden uzun sürdü.
She is more than a manager; she’s a mentor.
O sadece bir yönetici değil, aynı zamanda bir mentör.
They saved more than $500 last month.
Geçen ay 500 dolardan fazla tasarruf ettiler.
He had more than his fair share of troubles.
Başına oldukça fazla sorun geldi.
The athlete trained for more than six hours a day.
Atlet, günde altı saatten fazla antrenman yaptı.
Comments