top of page

'Put off' ile ilgili Cümleler


'Put off' ile ilgili cümleler. 'Put off' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.


"Put off," İngilizcede çok yönlü bir deyimsel fiildir, birkaç farklı anlama ve kullanıma sahiptir.



Kullanım Örnekleri


"Put off" en yaygın anlamıyla bir şeyi ileri bir tarihe ertelemek için kullanılır.

ertelemek, ileriye atmak


We had to put off the meeting until next week.

Toplantıyı gelecek haftaya ertelemek zorunda kaldık.



Bir kişinin bir şeye olan ilgisini veya hevesini kırmak anlamında kullanılır.

soğutmak, caydırmak, engellemek, rahatsız etmek


Don’t let one failure put you off your goals.

Bir başarısızlığın seni hedeflerinden soğutmasına izin verme.



Bir durum veya hareket bir kişinin odağını veya dikkatini dağıtıyorsa "put off" kullanılabilir.

dikkatini dağıtmak


The loud noise put me off my work.

Yüksek ses işime odaklanmamı zorlaştırdı.



Örnek Cümleler


His rude behavior really put me off.

Onun kaba davranışı beni gerçekten rahatsız etti.


The noise outside put me off my work.

Dışarıdaki gürültü işime odaklanmamı zorlaştırdı.


Stop putting me off and tell me the truth.

Beni oyalamayı bırak ve gerçeği söyle.


The rainy weather put us off going for a hike.

Yağmurlu hava, yürüyüşe çıkmamızı engelledi.


Please don’t put off addressing this issue any longer.

Lütfen bu konuyu daha fazla ertelemeyin.


The smell in the kitchen put me off eating.

Mutfaktaki koku beni yemek yemekten soğuttu.


They put off the trip because of bad weather.

Kötü hava koşulları nedeniyle seyahati ertelediler.


You shouldn’t put off important tasks for too long.

Önemli görevleri çok uzun süre ertelememelisin.


His lack of preparation put me off trusting him as a leader.

Hazırlıksız olması, ona lider olarak güvenmemi zorlaştırdı.


I always put off doing my homework until the last minute.

Ödevimi yapmayı hep son dakikaya kadar erteliyorum.


They decided to put off their wedding until next year.

Düğünlerini gelecek yıla ertelemeye karar verdiler.


We had to put off the meeting due to scheduling conflicts.

Program çakışmaları nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.


The rain put us off going for a walk.

Yağmur yüzünden yürüyüşe çıkmaktan vazgeçtik.


Don’t let a little failure put you off your dreams.

Küçük bir başarısızlık hayallerinden vazgeçmene sebep olmasın.


I was planning to start the project, but I kept putting it off.

Projeye başlamayı planlıyordum ama sürekli erteledim.


Her negative attitude put me off working with her.

Onun olumsuz tavrı, onunla çalışmaktan beni soğuttu.


They tried to put me off by saying the task was too hard.

Görevin çok zor olduğunu söyleyerek beni caydırmaya çalıştılar.


His constant interruptions really put me off.

Onun sürekli araya girmesi beni gerçekten rahatsız etti.


She put off cleaning the house until the weekend.

Evi temizlemeyi hafta sonuna kadar erteledi.


He put off his doctor’s appointment because he was too busy.

Doktor randevusunu çok meşgul olduğu için erteledi.


The boss's criticism put him off giving his ideas in meetings.

Patronun eleştirileri, toplantılarda fikirlerini paylaşmaktan onu soğuttu.


Her constant excuses put me off trusting her.

Onun sürekli bahaneleri, ona güvenmemi zorlaştırdı.


The traffic put us off going to the concert.

Trafik, konsere gitmekten bizi vazgeçirdi.


Don’t let his negativity put you off pursuing your goals.

Onun olumsuz tavrı, hedeflerinin peşinden gitmene engel olmasın.


I’ve been putting off going to the dentist for months.

Aylarca dişçiye gitmeyi erteliyorum.


The presentation was put off due to technical difficulties.

Sunum, teknik aksaklıklar nedeniyle ertelendi.


Her comments about my work really put me off.

Onun işimle ilgili yorumları beni gerçekten rahatsız etti.


He put off making a decision until he had all the facts.

Tüm bilgilere sahip olana kadar karar vermeyi erteledi.


They put off the project until they secured funding.

Projeyi finansmanı sağlamadan ertelediler.


The smell of the food put him off eating at that restaurant again.

Yemeklerin kokusu, onun o restoranda tekrar yemek yemesini engelledi.


She always puts off chores until the last minute.

Her zaman görevleri son dakikaya kadar erteliyor.


I didn’t want to put off my travel plans, so I booked the tickets early.

Seyahat planlarımı ertelemek istemediğim için biletleri erkenden aldım.


He put off visiting his relatives because he felt awkward.

Akranlarını ziyaret etmeyi erteledi çünkü kendini rahatsız hissetti.


The noise from the construction site put us off enjoying our weekend.

İnşaat alanından gelen gürültü, hafta sonumuzu keyifle geçirmemizi engelledi.


I put off my workout because I was feeling tired.

Yorgun hissettiğim için antrenmanımı erteledim.


She was so busy with work that she put off seeing her friends.

O kadar meşguldü ki arkadaşlarını görmeyi erteledi.

2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page