'Seldom' ile ilgili Cümleler

'Seldom' ile ilgili cümleler. 'Seldom' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.

"Seldom" İngilizcede "seyrek," "nadiren" veya "pek az" anlamına gelen bir zarftır. Bir olayın veya eylemin çok az gerçekleştiğini ifade eder. Bir şeyin alışılmışın dışında aralıklarla veya çok nadir bir şekilde yapıldığını belirtmek için kullanılır.

Örnek Cümleler

I seldom go to the gym.

Nadiren spor salonuna giderim.

She seldom eats fast food.

Nadiren fast food yer.

They seldom visit us.

Bizi nadiren ziyaret ederler.

We seldom travel abroad.

Nadiren yurt dışına seyahat ederiz.

He seldom drinks coffee.

Nadiren kahve içer.

I seldom watch television.

Nadiren televizyon izlerim.

She seldom reads books.

Nadiren kitap okur.

They seldom play video games.

Nadiren video oyunu oynarlar.

We seldom eat out.

Nadiren dışarıda yemek yeriz.

He seldom gets angry.

Nadiren sinirlenir.

I seldom go to parties.

Nadiren partiye giderim.

She seldom wears makeup.

Nadiren makyaj yapar.

They seldom go to the theater.

Nadiren tiyatroya giderler.

We seldom go hiking.

Nadiren yürüyüşe çıkarız.

He seldom calls his friends.

Nadiren arkadaşlarını arar.

I seldom play sports.

Nadiren spor yaparım.

She seldom goes for a walk in the park.

Nadiren parkta yürüyüşe çıkar.

They seldom attend family gatherings.

Nadiren aile toplantılarına katılırlar.

We seldom have guests over.

Nadiren misafirimiz olur.

He seldom speaks in public.

Nadiren topluluk önünde konuşur.

I seldom go out at night.

Gece nadiren dışarı çıkarım.

She seldom listens to music.

Nadiren müzik dinler.

They seldom make mistakes.

Nadiren hata yaparlar.

We seldom visit museums.

Nadiren müze ziyaret ederiz.

He seldom changes his routine.

Rutinini nadiren değiştirir.

I seldom stay up late.

Nadiren geç saate kadar uyanırım.

She seldom eats dessert.

Nadiren tatlı yer.

They seldom use social media.

Nadiren sosyal medya kullanırlar.

We seldom go swimming in the winter.

Kışın nadiren yüzmeye gideriz.

He seldom wears formal clothes.

Nadiren resmi kıyafet giyer.

I seldom go to concerts.

Nadiren konsere giderim.

She seldom gets up early.

Nadiren erken kalkar.

They seldom spend time together.

Nadiren birlikte vakit geçirirler.

We seldom have time to relax.

Dinlenmeye nadiren zamanımız olur.

He seldom volunteers at the shelter.

Nadiren barınakta gönüllü olarak çalışır.

I seldom drink alcohol.

Nadiren alkol içerim.

She seldom goes shopping.

Nadiren alışverişe gider.

They seldom meet new people.

Nadiren yeni insanlarla tanışırlar.

We seldom celebrate birthdays.

Nadiren doğum günü kutlarız.

He seldom talks about his feelings.

Nadiren duyguları hakkında konuşur.

I seldom wear hats.

Nadiren şapka takarım.

She seldom drives to work.

Nadiren işe arabayla gider.

They seldom attend meetings.

Nadiren toplantılara katılırlar.

We seldom talk about politics.

Siyaset hakkında nadiren konuşuruz.

He seldom forgets important dates.

Önemli tarihleri nadiren unutur.

I seldom spend money on unnecessary things.

Gereksiz şeylere nadiren para harcarım.

She seldom gets bored.

Nadiren canı sıkılır.

They seldom argue with each other.

Birbirleriyle nadiren tartışırlar.

We seldom watch the news.

Nadiren haberleri izleriz.

He seldom gets home before 9 PM.

Saat 9'dan önce nadiren eve gelir.

I seldom use my phone in the evening.

Akşamları nadiren telefonumu kullanırım.

She seldom takes vacations.

Nadiren tatile çıkar.

They seldom go on business trips.

İş seyahatine nadiren giderler.