top of page

'So' ile ilgili Cümleler


'So' ile ilgili Cümleler. 'So' - ile örnek cümleler. 'So' cümle içinde kullanımı.


"So" kelimesi İngilizcede birçok anlamı ve kullanımı olan çok yönlü bir kelimedir.


çok

I am so tired right now.

Şu an cok yorgunum.


o kadar, bu kadar

The cake was so delicious that I couldn't stop eating it.

Pasta o kadar lezzetliydi ki, yemeye doyamadım.


öyle, böyle

"It looks like it's going to rain." "I guess so."

"Yağmur yağacak gibi görünüyor." "Sanırım öyle."


için

She forgot her umbrella, so she got wet in the rain.

Şemsiyesini unuttuğu için yağmurda ıslandı.


peki, yani

So, what do you think about the project?

Peki proje hakkında ne düşünüyorsunuz?



Örnek Cümleler


It was so easy.

Çok kolaydı.


I think so.

Bence öyle.


Why so late?

Neden bu kadar geç?


It’s so cold!

Hava çok soğuk!


So, what now?

Peki, şimdi ne yapacağız?


Don’t be so shy.

Bu kadar utangaç olma.


He told me so.

Bana öyle söyledi.


So, is it true?

Yani, doğru mu?


I hope so.

Umarım öyledir.


So, you agree?

Yani, katılıyor musun?


She was so tired.

O kadar yorgundu ki.


So, you’re here.

Yani, buradasın.


You’re so kind.

Çok naziksin.


The water was so warm.

Su çok sıcaktı.


So, what do you think?

Peki, ne düşünüyorsun?


They were so surprised.

Çok şaşırdılar.


The book was so boring.

Kitap çok sıkıcıydı.


She sings so beautifully.

O kadar güzel şarkı söylüyor ki.


So, where are we going?

Peki, nereye gidiyoruz?


It was so dark outside.

Dışarısı çok karanlıktı.


So, how was your day?

Peki, günün nasıl geçti?


He ran so fast to catch it.

Onu yakalamak için çok hızlı koştu.


So, what’s the next step?

Peki, bir sonraki adım ne?


So, you finally finished it?

Yani, sonunda bitirdin mi?


So, are we all in agreement?

Yani, hepimiz aynı fikirde miyiz?


He worked so hard on this.

Bunun üzerinde çok çalıştı.


I was so happy to see you.

Seni gördüğüme çok sevindim.


So, you’re saying it’s true?

Yani, bunun doğru olduğunu mu söylüyorsun?


It was so nice to meet you.

Seninle tanışmak çok güzeldi.


She was so scared of the dark.

Karanlıktan çok korkuyordu.


They were so excited about the trip.

Gezi için çok heyecanlıydılar.


So, what do you want to do next?

Peki, şimdi ne yapmak istiyorsun?


The movie was so good, I cried.

Film o kadar güzeldi ki ağladım.


He studied so hard for the exam.

Sınav için çok çalıştı.


So, are you ready for the challenge?

Peki, zorluğa hazır mısın?


So, what’s the plan for tomorrow?

Peki, yarın için plan nedir?


She was so tired that she fell asleep.

O kadar yorgundu ki uyuyakaldı.


So, did you hear the news about John?

Peki, John ile ilgili haberi duydun mu?


So, why did you decide to move here?

Peki, buraya taşınmaya neden karar verdin?


The sun was so bright that I had to squint.

Güneş o kadar parlaktı ki gözlerimi kısmak zorunda kaldım.


So, what are your thoughts on the matter?

Peki, bu konu hakkında ne düşünüyorsun?


So, do you want to go out for dinner tonight?

Peki, bu akşam yemeğe çıkmak ister misin?


He was so late that the meeting had already started.

O kadar geç kaldı ki toplantı çoktan başlamıştı.


She was so surprised that she couldn’t say a word.

O kadar şaşırdı ki tek kelime edemedi.


So, you’re telling me that you finished the project already?

Yani, projeyi çoktan bitirdiğini mi söylüyorsun?


It was so quiet in the room that you could hear a pin drop.

Oda o kadar sessizdi ki iğne düşse duyardınız.


So, have you decided what you’re going to do about the problem?

Peki, sorunla ilgili ne yapacağına karar verdin mi?


The cake was so delicious that I couldn’t stop eating it.

Kek o kadar lezzetliydi ki yemeyi bırakamadım.


So, are you saying that we should change our strategy completely?

Yani, stratejimizi tamamen değiştirmemiz gerektiğini mi söylüyorsun?


So, what exactly do you think we should do to improve the situation?

Peki, durumu iyileştirmek için tam olarak ne yapmamız gerektiğini düşünüyorsun?

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page