'That' ile ilgili cümleler. 'That' ile örnek cümleler ve cümle içinde kullanımı.
İngilizce’de "that" kelimesi, farklı anlam ve kullanımlara sahip çok yönlü bir kelimedir. Hem bağlaç, hem zamir, hem de sıfat olarak kullanılabilir.
Kullanım Örnekleri
Bağlaç olarak "that", genellikle cümlede bir yan cümle (dependent clause) oluşturmak için kullanılır. Bu tür kullanımlarda "that", bir düşünceyi, açıklamayı ya da bilgiyi bağlar.
I know that you are coming.
Geldiğini biliyorum.
Zamir olarak "that", daha önce bahsedilen ya da anlatılan bir şeyi veya kişiyi işaret etmek için kullanılır.
That is my favorite book.
O, en sevdiğim kitaptır.
Sıfat olarak "that", belirli bir şeyi tanımlarken ya da belirtirken kullanılır. Bu, hem belirli bir nesneye işaret etmek için hem de daha geniş bir anlamda, bir durumu veya durumu vurgulamak için kullanılabilir.
I don't like that idea.
O fikri beğenmiyorum.
Örnek Cümleler
She said that she would be late.
Geç kalacağını söyledi.
That is my favorite book.
O, en sevdiğim kitaptır.
That book is my favorite.
O kitap en sevdiğimdir.
I don't like that.
Bunu beğenmiyorum.
That idea sounds interesting.
O fikir ilginç geliyor.
He is that tall.
O, o kadar uzun.
I can't believe that he left.
Onun gittiğine inanamıyorum.
That restaurant serves great food.
O restoran harika yemekler servis ediyor.
The movie that we watched was exciting.
İzlediğimiz film heyecan vericiydi.
I can't find that pen anywhere.
O kalemi hiçbir yerde bulamıyorum.
The person that helped me is very kind.
Beni yardım eden kişi çok kibar.
That book was amazing.
O kitap harikaydı.
The house that they built is beautiful.
Onların inşa ettiği ev çok güzel.
I will not forget that day.
O günü unutmayacağım.
She told me that she was tired.
Bana yorgun olduğunu söyledi.
I don't understand why that happened.
Neden böyle olduğunu anlamıyorum.
That movie was better than the first one.
O film, ilkinden daha iyiydi.
The city that I visited last summer was amazing.
Geçen yaz ziyaret ettiğim şehir harikaydı.
That was a great performance.
O harika bir performans oldu.
I didn't know that she could sing.
Onun şarkı söyleyebileceğini bilmiyordum.
I believe that everything happens for a reason.
Her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyorum.
That was the best concert I've ever attended.
O, katıldığım en iyi konserdi.
She didn't like that dress.
O elbiseyi beğenmedi.
That's the reason I didn't come earlier.
Bu yüzden daha erken gelmedim.
That road is very dangerous.
O yol çok tehlikeli.
I can't find that information anywhere.
O bilgiyi hiçbir yerde bulamıyorum.
The person that I met yesterday is my cousin.
Dün tanıştığım kişi kuzenimdir.
That was an unforgettable experience.
O, unutulmaz bir deneyimdi.
I haven't seen that movie yet.
O filmi henüz görmedim.
That building is taller than the others.
O bina diğerlerinden daha uzun.
I think that we should leave now.
Bence şimdi gitmeliyiz.
He didn't like that idea at all.
O, o fikri hiç beğenmedi.
She works at the company that is located downtown.
O, şehir merkezinde bulunan şirkette çalışıyor.
That teacher is very strict.
O öğretmen çok serttir.
I didn't expect that you would come.
Senin geleceğini beklemiyordum.
That restaurant is always crowded.
O restoran her zaman kalabalıktır.
I think that we can finish this project today.
Bence bu projeyi bugün bitirebiliriz.
That song reminds me of my childhood.
O şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.
I didn't hear that sound clearly.
O sesi net bir şekilde duymadım.
I want to go to the country that has the best weather.
Havanın en iyi olduğu ülkeye gitmek istiyorum.
The house that we rented was very comfortable.
Kiraladığımız ev çok rahattı.
That decision was not easy to make.
O kararı vermek kolay değildi.
That hotel offers great services.
O otel harika hizmetler sunuyor.
Do you remember that day?
O günü hatırlıyor musun?
The book that she lent me was excellent.
Bana ödünç verdiği kitap mükemmeldi.
That was a very thoughtful gesture.
O çok düşünceli bir jestti.
I hope that everything will be fine.
Umarım her şey yolunda gider.
That party was so much fun.
O parti çok eğlenceliydi.
That's what I wanted to tell you.
Sana söylemek istediğim şey buydu.
The test was harder than I thought it would be.
Sınav düşündüğümden daha zordu.
That movie made me cry.
O film beni ağlattı.
I haven't seen that movie in a long time.
O filmi uzun zamandır görmedim.
That's the best idea you've had all day.
Bugün düşündüğün en iyi fikir bu.
That bike is mine.
O bisiklet benim.
The book that you're looking for is on the shelf.
Aradığın kitap rafta.